FAHRETTİN MASUM BUDAK

FAHRETTİN MASUM BUDAK

BİZİM ELLER fahrettin76@hotmail.com

"SEVGİLİ METRESE MEKTUPLAR"

05 Kasım 2023 - 14:07 - Güncelleme: 05 Kasım 2023 - 14:10

"SEVGİLİ METRESE MEKTUPLAR"

Elimde okumaktan zevk  aldığım bir kitap var. Aysun Eliş kardeşimin yazdığı  "Sevgili Metrese Mektuplar" adlı bu kitap tam bir haftadır her gün okuma saatimde beni iple çekiyor.

  Artık eskisi gibi bir solukta okuyamıyorum. Yavaş yavaş, sindire dindire okuyorum. Aysun Hanım'ın eline ve zihnine sağlık. Herhalde durdu durdu, turnanı gözünden vurdu. Konusu toplumsal yaramız olan, hakları ellerinden alınan kadınlarımızdır. Yazar bunu bir gergef gibi işliyor. Mektupla başlayan, mektupla biten bu romanın aktörleri de figüranları da dört kişidir. Bunlar üzerinden sosyolojik yapımız masaya yatırılıyor. Bir annenin kadın olarak çektiği acılara ve katlandığı haksızlıklara karşı isyan bayrağı çekmesi kolay değildir. Alışılmışlara ve geleneklere başkaldırmak onun temel ilkesi oluyor. Erkek egemenliğine ağır eleştirilerde bulunuyor. Bu duruma ironi ile yaklaşıyor. Yer yer hicvediyor ve yer yer masiyet kavramına sarılıyor. Kadın- erkek eşitliğinin olmayışına gülle sıkıyor. Erkek ve kadının hayatı paylaşmada imtiyaz sahibi olduğunu düşündüğü erkeklere sert ve şedit tenkitlerde bulunuyor. Evli bir kadın olarak "Sevgili Metrese Mektuplar"da erkeğini elinden alan kadına yazdığı mektuplarda kendi yaşam hikâyesini anlatırken, düşürülmesine  ve acılara gark olmasına sebep olan metrese nedense pek dişe dokunur bir olumsuz laf söylemiyor.
 Romanda kadının kadına yaptığı kötülük ve çirkeflikler bir yana bırakılarak tüm kötülüklerin başına erkekler yerleştiriliyor. Oysa aynı sertliğin ve aynı eleştirinin kadınlar için de yapılması gerekirdi. Zira ortada bir aile var, bu ailenin bir ucunda kadın varsa diğer ucunda da erkek vardır. Üstelik  çıban başı olup kutsal bir ailenin içine yılan gibi sızan bu "fettan" kadına hiç bir şey demeden sadece masumca mektuplar yazmak, okuyanları feminist bir yaklaşıma sevk eden düşüncelere yöneltebileceği hesap edilmeliydi.

  Roman, erkek egemenliğine ağır tenkitlerle doludur. Kitapta, aile ortamında evin reisinin erkek olmasını kabulde zorlanmalar var. Toplumsal yapının erkekten yana tavrına isyankâr bir bakış tarzı cinsiyet ayrımının körüklenmesine  yol açabileceği muhakkaktır. 
 Romanı bir bütün olarak ele aldığmızda kadınların eşit insan isteği, pozitif ayrımcılığa büyük ölçüde kapı aralıyor. Adalet talebinde bulunan kadılara, yasalar aracılığıyla üstünlük sağlanması sosyal yapıda derin yaralara zemin hazırlayabilir. Nitekim bu önü alınmaz istekler, kadınlarımızın büyük mağduriyetler yaşamasına sebep olmuştur. Hergün sokak ortasında acımasızca katledilen  savunmasız kadınlarımızın vebalını kimse yüklenmek istemiyor.

   Aysun Eliş Hoca'mın ilk romanı olmasına rağmen son derece olumlayarak okuduğum bu kitaptan çıkaracağımız mesajın az olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kitabın yazım kurallarına hiç dikkat edilmemiştir. Editör hataları adeta sırıtıyor. "De" bağlacı ile "de" durum eki baştan sona birbirine karışmış vaziyette. Noktalama işaretleri yerinde kullanılmamıştır. Elbetteki kitaplarda yazım hataları olabilir ama bu kadar da olmaz demek zorunda kalmamızı Aysun Hanım hoş karşılasın.

  Edebi yönü ağır basan bu kitabın akıcı bir üslupla yazılmış olması ayrı bir başarıdır. Sürükleyici, sade ve duru bir Türkçe'yle  karşımıza çıkan yazarımız okuyucuyu romana tam kilitlemesini bilmiştir.

  Aysun Eliş Hanım'ı yürekten kutluyor, başarılarını sevgi ve saygıyla alkışlıyorum.

   Not: Arzu edenler kitabı "Baygenç Yayıncılık"tan temin edebilir.

  FAHRETTİN MASUM BUDAK

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Aysun Eliş
    3 hafta önce
    Objektif ve kıymetli değerlendirmeniz için teşekkür ederim Sayın hocam