Zülfiye İSMAYIL

Zülfiye İSMAYIL

serdarunsal76@gmail.com

TÜRKİYE VE AZERBAYCAN EDEBİYATINDA “AĞRIDAĞ” MEVZUSU-3

27 Temmuz 2020 - 22:18

TÜRKİYE VE AZERBAYCAN EDEBİYATINDA “AĞRIDAĞ”

MEVZUSU -3

Bir asırdan aşkın süre yaşayan XIX yüzyılın yaşdaşı Kızılvenkli Aşık Alı Ağrı

Dağı en çok vasf eden, şanına tecnis yazıp, goşmalar goşan ozandır. Bu mısrada

benzetmenin eşsiz örneğini yaratır;

Havalanıp erş yüzüne kalkırsan

Dağların sultanı ner Ağrı dağı.

Payızın, baharın olup zimistan

Senden eksik olmaz kar, Ağrı dağı (8, 380).

Ali Işık Kars ise tüm benzerlikleri içine alan şiirinde Ağrı Dağ᾿ın heybetini

Han diye dile getirir:

Evlerimiz Garangunun başında

Sular ahar han Ağrının tuşunda

Ceyenni cengelli göller başında

Menim erzem yara verildi durna (5, 156).

Ağrı Dağının güneyinde yer alan Doğubayazıt ovası kuzeyindeki Iğdır ovası ve

Sürmeli çukuruna göre yüksektedir. Yani dağın kuzeyindeki ova güneydekinden

yüzlerce metre aşağıdadır. Bu görüntüler Zeynelabidin MAKAS’ın Sürmeli

Çukuru’yla ilgili konuların geçtiği şiirlerine apaydı görülen malzeme

oluşturmaktadır:

Ağrı᾿dan doğar güneşi.

Bulunmaz dünyada eşi.

Altındır torpağı, taşı

Vefalı yar Sürmeli᾿nin (8, 377).

Durğut AUŞAR᾿a göre Feleklere daha yakın olan dağ dekoratif bir ötedir

yaşananın içinde öte, tanrısala yaklaştıran yerdir;

Beyazit altında Zengezur bağı

Türküstan elidir arslan yatağı

Eflaka ser çekmişler Ağrı dağı

Türk elinin öz yatağı (5, 140).

Kaleme gencliğinden beri sahiplik yapan Elhan YURDOĞLU mevzuya

müvafik yeni ifade tarzı, benzetme aramış ve örnek mısrada buna müveffek

olmuşdur:

Ağrıdağ güneşe salanda perde,

Bahıb hez alasan “Dede nanbende”e,

Sürü ahşam çağı gelende kende,

Meler quzuların neğmesi gözel (7, 16).

7

Özgürlük, güzellikler mekanı olan Ağrıdağ dinamik ve hayatvericidir, tanınmış

şair Muhtar QASIMZADE᾿nin poemasının bazı makamlarındaysa engelleyicidir:

Kalkıp şükr etdiler onlar Allaha,

Dalğalar gemini yormadı daha...

Ağrıya deydi döndü;

Kemkiye deydi döndü.

Haçadağa süründü (6, 98).

Türk ve dünya kültüründe Ağrı Dağının özel bir yeri vardır. Gerek yurdumuz

gerekse yakın doğu kültürlerinde, Ağrı Dağı ile ilgili pek çok efsane geliştirilmiştir.

Osman TÜFEKÇİ᾿nin “Ağrı Dağı, başın neden dumanlı?” şiirinde açığa

kovuşmaktadır:

Halkın dilinde sen bir efsanesin,

Sanki koskaca misafir hanesin,

Yurdumun içinde sen bir tanesin

Söyle, Ağrı Dağı, başın neden dumanlı? (13)

Ağrı Dağının doruğu çok uzaklardan ve geniş bir alandan görülür. İran,

Azerbaycan, Van, Kars, Iğdır ve Bitlis’den açık havalarda yüksek yerlerden

bakıldığında bu görkemli dağ görülebilmektedir. Bu icazkar, muhteşem görüntünü

Memduh KILIÇ (Çağlayan) “Ağrı destanı” şiirinde bir tuval gibi çizerek gözler

önüne sermektedir. Örnek mısradaki dağ Doğu Anadolu᾿da il ve ilçelerin adıyla

özdeşleşecek kadar önemli yer tutar:

Hakkımdır yurdumu tarif edeyim,

Kılayım bir türlü beyanın Ağrı,

Söylesin işitim duanın Ağrı.

Doğubayazıt’tır en baş kazası

Sürüler besler serin yaylası,

Hele Diyadin’in o Kaplıcası,

En iyi gezilecek seyranın Ağrı (14).

Ağrı Dağının eteklerinde özellikle güney doğu eteğindeki inek vadisi denilen

yerde her biri yüzlerce hayvan alabilecek genişlikte bir çok mağara oluşmuştur, bu

mağaralar hayvan yetiştirilenlerce barınak olarak kullanılmaktadır. Daha aşağılarda

Hallaç köyü yakınında bir de buz mağarası vardır. Coğrafi görüntüler Süleyman

BÜYÜKDAĞ᾿ın Ağrı dağıyla ilgili şiirlerinde gözükmektedir.

Ağrı eteğinde bir ova gördüm,

8

Dağlar arasında yeşil göz kimi,

Karşı karşıyadır Ağrı, Elegez,

Dostunu özleyen kış ve yaz kimi (8, 377).

Büyük Ağrı’nın dört bin metre yukarılarında her zaman kar bulunur, takke

biçiminde doruğu örten karın bir kısmı buzuldur. Genişliği on iki kilometreye varan

buz aynı zamanda Türkiye’de mevcut az sayıda buzullar arasında en büyük olanıdır.

Ağrı dağının yamaçlarında Su kaynağı bulunmaz, yukarılardan akıp gelen kar ve

yağmur suları vardır ki bunlar fazla aşağılara inmez. Çok yağış almasına rağmen

çatlaklar ve andezit yapı Suyu hemen emer. Sıcak yaz günlerinde bilhassa dağın

güney yamacı bir çöl gibi olur, sadece dağın eteğindeki, dip kısmındeki köylerde

kaynak ve sazlık suları vardır. Şu coğrafi bilgilere dayanan özellikleri ve içacıtıcı

görüntüleri kalem diliyle Mehmet Sabri Kılıç “Ağrının derdi çok buzu erimez!” (19)

şiirine dolaysıyla yansıtmıştır. Kanaatımızca, bu yazarın ana branjının coğrafiya

olmasından kaynaklanmaktadır. Yukarıda verilen tahlillere yakın düşüncelere genc

yazar Ayhan Dağhan᾿nın “Türkiye’de Ağrı var, üreğimde ağrı var” ve rusca

yazılan “Agrı qora” (19) – şiirlerinde de rastlanmaktadır.

Ağrı Dağı, Doğu Anadolu'nun, özellikle Ağrı vilayetinin simgesidir. Ağrı dağı

yöresinde tarihin çeşitli devirlerinde yaşayan kavimler, bu görkemli dağa kutsal bir

yapı gibi bakmışlardır. Bu kutsallığı Mehmet Ali Gökhan “Böyle bir tarihin var

senin Ağrı” şiirinde özenerek dile getirmiş ve müceffer bir dürr gibi mısralara

dizmişdir:

Nuh tufanından evveldir yaşın,

Tarihlerden belli volkandır başın,

Alaca bulaca çatlamış kaşın,

Öyle bir devranın var senin Ağrı (14).

Ağrı, İran, Kafkasya ve Anadolu üçgeninin tam ortasında bulunduğundan

zaman zaman değişik devletlerin kontrolünde olması tarihi bir gerçektir. 4. yüzyıldan

fazla Osmanlı Devletinin milli sınırları içende kalmıştır. Bahs ettiğimiz dağın ayırıcı

nitelikleri Hamdi ORUÇ᾿un “Ağrı Dağ” şiirinde kendi ifadesini ve resmini

mükemmel bir şekilde kafiyelere dökmektedir:

Ağrı dağı aslan pençelim

Serhatlerimin güçlü bekçisi

9

Dualar ediyorum sana

Bükülmesin bileğin (16).

Ahmet Muhip DIRANAS’e, onun dağ şiirleri açısından baktığımızda, Ağrı

şiiri hemen olumsuzlanacak bir şiir gibi görünüyor. Altı sayfalık bu şiiri, aa bb

düzeninde uyaklanmışdır. Ayrıca her parmak için ayrı ayrı birer şiir yazmıştır: “Baş

Dağ”, “Şahadet Dağ”, “Orta Dağ”, “Yüzük Dağ”, “Serçe Dağ”. Yurt sevgisiyle dolu

şehitlerin çabalarını yaşatmak için kartallar dağların yücelerine anıtlar dikerler. “Ağrı

Dağı Bildirisi” şiirinde bu kartallar somutlaşır. Askerler, Ağrı Dağı’nın tepesine

bayrak dikerler. Zaten dağlar, onun için dalgalanan bayraktır:

Aşağı yer uçurum, yukarısı gök uçurum

Tanrıya mı varıyorduk, özgürlüğe mi bilinmez.

Yaşamamızı bir ululuğa döktük mü, dökmedik mi,

Ağrı dağına çıktık mı, çıkmadık mı?

Peki Kurmay Binbaşı Cevdet Sunay, Amerika’ya nasıl gidersin söyle,

Şu ikili anlaşmaları silmeden

Kaldırmadan yaban ellerini yurt üzerinden, ta Mustafa Kemal…

Söyle dağlar özgürlük demektir unuttuk mu unutmadık mı,

Ağrı dağına çıktık mı çıkmadık mı? (18)

Dört mevsim boyunca zirvesi karla örtülü Ağrı Dağının bütün dünyaya ün

salmasının başka sebepleri şunlardır. Ağrı, Avrupa’nın bütün zirvelerinden yüksektir,

bu dağın bir özelliği de, yek pare bir kütle halinde birden bire yükselmesidir. Himalay

ve Antlar gibi ulu dağlarda yükselme tabaka tabaka olduğu için tek başına birden

yükseliveren Ağrı Dağının heybetinden mahrumdurlar. Dünyanın belki en muazzam

bu dağ manzarası şair İsmayil MALATYA᾿nın “Ağrı Dağ” şiirinde

görüntülenmektedir:

Ağrı dağı tektaş yüzük gibi göz kamaştırır

Başında bulunan kar Ağrı dağı,

Sanki gelinlerin duvağı olmuş

Kopuk kopuk bulutlar Ağrı dağı.

Bütün dağlara tepeden bakarsın

Türüm türüm reyhan, kekik kokarsin,

Ayrılanı hasretinle yakarsın

Kim demiş, benzerin var Ağrı dağı (17).

10

Ağrı aynı zamanda dünyanın sayılı dağlarındandır. Nuh tufanına ve Nuh

gemisi aramalarına konu olduğundan özellikle yabancı dağcıların ve din adamlarının

ziyaretgahı olmuştur. Ağrı Dağının Türk tarihinde ve Edebiyatında da müstesna bir

yeri vardır. Bu Dağla bağlı İsmet ÖZTÜRK’ün şüphesiz halen tazeliğini günümüzde

de koruyan “Ağrı Dağından uçtum” şiiridir ki, bunun da yazılmasına çok ilginc olay

sebebiyet vermişdir.

Ağrı dağından uçdum

Çayır çimene düşdüm

Ne belalı başım var

Vefasız yâre düşdüm.

Ah Ağrı᾿dır Ağrı᾿dır

Yüreğimiz dağlıdır (15).

Bütövlük ve bölünmezlik anlamlı şiirler yazan, Tebriz hasretiyle tutuşan

acılarını poetik dille Ağrılı dağa benzeten, milletin kurur ve onurunu dağ

ihtişamından yüce tutan, bedii duyumunda uzakgören ve de duygusallıktan yoksun

sert ve mücahidcesine şiirler yazan Telman KAHRAMANOV mahlasını Ağrıdağ

(2) yazarak bu dağa hayranlığının ispatını mühürlüyor.

İki kartal yuvası gibi Ağrı dağları efsanelere en çok konu olan dağdır.

“Geçimsiz iki bacı” efsanesi, “Adem ile Havva efsanesi”, “Nuh’un Gemisi” efsanesi

bunların en çok bilinenleridir. Bu efsanelere dayanarak mısralar söyleyen Aşık

Şemkir, Aşık Şenlik ve başka Ozanlar bu yuvayla, efsanelerle ilgili şiir ve manilerin

en mükemmel örneğini yaratmışlar.

Bizi millet yapan değerlerimizden biri de şarkılarımız, manilerimiz,

türkülerimizdir. Çoban ALİ’nin “Ağrı Dağın eteğinde” şiiri iki Kardeş Devletin

düğün ve merasimlerinde diller ezberi olan en vaz gecilmez türküsüdür.

Sonuc

Anadolu dağlarının başı sayılan bu dağ dünyamızın da belli başlı

dağlarındandır. Ağrı sadece Türkiye’nin en yüksek dağı değil aynı zamanda bölgenin

tarihi, coğrafyası, iklimi, folkloru ve toplum hayatı üzerinde büyük etkisi olan bir

tabiat harikasıdır. Bu dağ sır doludur, kültür doludur... Bu yüce dağın bağrında nice

efsaneler saklıdır. Dağ anaları, Kar adamları, dağ canavarları, Şahmeran ve aşk

11

hikayeleridir... Özellikle mitolojik içerikli olanlar ve “Nuh’un gemisi” efsanesi halkın

hayal zenginliğinde şekillenerek kalıplara sokulmuştur. Yazar, Şair, Ozan, Aşık ve

Halk ağzı-dili olmayan bu koca dağı dillendirmiştir. Adem ile Havva’dan başlayıp

günümüze kadar devam eden bir çok dini, efsanevi, bazı toplumsal ve aşk olaylarına,

yukarıda adı geçen ve bahs edemediğimiz muhteşem şiirlere konu olmuştur.

Türkiye ve Azerbaycan edebiyatındaki Orta Doğunun çatısı olan Ağrı Dağ

mevzusunu inceleyerek çoğu sayda Soydaş ve Kardeş kalem ürünlerine rasladık. En

muazzam ve fesih olanlarını, fesleğen gibi kokan şiir incilerinin bir kısmını

incelemeğe çalıştık. Derlenmiş örneklerin hepsini sığdıramadık, çünkü tebliğin hacmi

bu kadarından fazlasına zemin oluşturmamaktadır. Makaleği Ağrı Dağı᾿na hitabla

sonuçlandırmak istiyorum:

KAYNAKLAR

1. Aşıq Elesger. Bakı, Yazıçı,1988, 183 s.

2. Ağrıdağ Telman. Bir gün menden sonra…Bakı: Avropa neşriyyatı, 2005, 256 seh.

3. Kerimli Haneli. Ay işığında (Şerler ve poemalar). Bakı, Yazıçı, 1998, 115 seh.

4. Razi Hüseyn – 80. Hatireler işığında. Bakı, Nurlan, 2004, 256 seh.

5. Caferoğlu Ahmet. Doğu illerimiz ağızlarından toplamalar (Kars, Erzurum, Çoruh,

İlbaylıkları ağızları) Ankara, 1995, 296 s.

6. Qasımzade Muhtar. Gülü helvet açan dünya. Nahçıvan , Ecemi, 2004, 168.

7. Yurdoğlu Elhan . Qızlar gözlerinde sevgi gizledir. Bakı, Şirvanneşr,2001, 94 seh

8. Iğdir kültürü . Iğdir belediyesi kültür yayinlari № 1, 398 s.

9. Memmedov Vaqif. Seçilmiş eserleri, III cildde, I cild, Bakı, Şirvanneşr, 2008, seh. 59,

10. Memmedov Vaqif. Sederek harayı, Bakı, Azerbaycan Tercüme Merkezi, 1994, seh. 69

11. Memmedov Vaqif. Seçilmiş eserleri. III cildde, II cild, Bakı, Şirvanneşr, 2008, seh. 52

12. “Bayburt postası» qezeti, Türkiye, Bayburt, 1/HII-2009

13. http://www.siirevim.com/siir/siir-6132-agri-dagi&sira=2

14. http://www.uyurgezer.net/agri-ile-ilgili-siirler-t159064.html

15. http://www.agrininsesifm.tr.gg/a%26.htm

16. http://www.siirevim.com/siir/siir-16959&sira=1

17. http://siirler.enguzelsozler.com/kategori/doga-siirleri

18. http://www.agrininsesifm.tr.gg

19. http://www.antoloji.com/agri/siirleri