Uyduruk_CA Ve Aras_CA
Gülerken düşündürür-Düşündürürken güldürür...!
Ankara da seçim çalışmalarında sokak-sokak gezen dört liderin, bir köşe başında yolları
kesişmiş ve karşı karşıya gelmişler. Tam o esnada duvar dibinde bir deli oturmaktadır. Tabi
adamın deli olduğunu bilmeyen liderlerden, adamı ilk fark eden Erdoğan, uyanıklık yaparak
diğerlerinden önce hemen adama elini uzatmış ve ben Tayyip Erdoğan’ım, oyunu bizim
Davut’a verirsen sana 50 çuval kömür, 100 paket de makarna veririz demiş.
Deli de, makarnayla kömürü ver elin kalsın demiş. Zaten sayende kömüre, makarnaya bile
muhtaç kaldık, hatta aklımızı bile aldın/çaldın demiş.
Bundan cesaret alan Kılıçdaroğlu adama elini uzatarak, ben demiş Kılıçdaroğluyum, bize oy
verirsen seni sigortalı göstertir üstüne birde emekli ederiz, yılda 12 maaş, iki de bayram
ikramiyesi alırsın demiş.
Deli de lafını esirgememiş tabi, git önce emekli et, sonra gel tokalaşalım demiş.
Bu arada faullü bir hareketle Bahçelinin önüne geçen Demirtaş, (İçinden bu kesin bizdendir
diye geçirerek) dayan heval az kaldı, sen oyunu bize ver, senin her bir dağını dümdüz
edeceğiz, pardon dağını bağ edeceğiz demiş ve adama sarılmak istemiş.
Deli o an ani bir refleksle yerinden kalkıp bir adım geri giderek, patlar matlarsın uzak dur
benden demiş ve elini tutmamış.
Bu tepkiler üzerine adamın kimseye el vermediğini gören Bahçeli, kendi eli de havada kalır
düşüncesiyle adama elini uzatmadan, söyle gardaş söyle, sen bir başbakandan ne beklersin,
oyunu vereceğin kişinin nasıl biri olmasını istersin, artık söz sırası sende, hadi sen söyle
demiş.
Deli de, elleriyle kendisini göstererek, aha tam da benim gibi olmasını isterim demiş. Benim
gibi sıradan ve gösterişsiz.
Bu mahallede bana deli diyorlar ya ama ben deli meli değilim, beni sizler, yani siz siyasiler
deli ettiniz. Siz eğer gerçekten benim oyumu istiyorsanız, makam araçlarınızı ve şu devasa
koruma ordularınızı burada bırakıp, gideceğiniz yere benim gibi dolmuşa binerek gidin.
Bakın şu duraktaki dolmuş da milletin makam aracı, hadi bakalım onunla gidin de millet
boyunuzu posunuzu görsün demiş.
Dört lider birbirinden utanarak aynı dolmuşa binmiş ve herkes gibi şoföre paralarını
uzatmışlar.
Erdoğan para verirken şuradan bir Aksaray alır mısın demiş. Parayı almak için şöyle bir
arkaya bakan şoför, KaçAk Saray..! Değince, Erdoğan kızarak bir lan bir demiş bağırarak.
Kılıçtaroğlu, buradan da bir SGK genel müdürlüğü alır mısın demiş ve parasını uzatmış.
Parayı alan şoför, emeklimi normal mi diye sorunca, normal normal demiş Kılıçdaroğlu.
Beyefendi saçın sakalın ağarmış, yoksa sendemi emeklilik de yaşa takılanlardansın diyerek
gülümsemiş
Demirtaş, parasını uzatarak buradan da bir otogar alır mısın Mudanya peronunda inecem
demiş ve parayı vermiş. Şoför aynadan bakarak tamam anladım, siz İmralı ya gideceksiniz.
Bahçeli de, meclis lütfen diyerek parayı uzatmış.
Sıra şoförün para üstü vermesine gelince şoförde sırayla buyurun Aksaray kimindi der demez,
Erdoğan yüksek sesle beniiiim demiş ve parayı almış.
Şoför bu seferde SGK kimin buyurun para üstü demiş
Kılıçtaroğlu beniiim diyerek uzanmış paraya.
Şoför, alaylı ve tebessümlü bir şekilde İmralı Kandil kimindi, buyurun para üstü derken
Demirtaş da benimdir benim diyerek uzanmış paraya.
Şoför bu seferde, meclis kimin buyursun bu da onun para üstü derken, Bahçeli arkalardan
Devletiiiin diye gür bir sesle haykırmış.
Bu son cevaptan hoşlandığı her halinden belli olan şoför, kestirme yollardan ilk olarak meclis
durağına gelmiş ve Bahçeliye, buyurun “Bey” inebilirsiniz demiş ve bu arada da, minibüsün
kontağını kapatmış. Şoför dolmuşta bulunan normal vatandaşlarla beraber kendisi de orada
inmeye hazırlanırken, diğer liderler tepki göstererek, hep bir ağızdan niye kapattın kontağı
hadi bizi de götürsene…
Şoför hiç istifini bozmadan, anahtar üstünde, bu dolmuş milletindir, bizler de milletiz. Yeter
şimdiye kadar bizim dolmuşa geldiğimiz. Artık “Devlet” nerede, “Millet” orada, şimdi biz
meclise siz dolmuşa hadi bakalım değip el sallamış gülerek.
Devlet-Millet kol kola yürürken, meclisin kapısında onları karşılayan kalabalık bir gurubun
önündeki adam Bahçeliye doğru gelerek, bey bey biz deliler bile anladık ki, “bey kiiiimm
bunlar kim.”
Hani o köşe başında sizi halkın makam aracına gönderen vardı ya, işte o deliyim ben.
OYUMUZ SANA KURBAN OLSUN BEY… ARTIK AKLIMIZ BAŞIMIZA GELDİ
DEMİŞ…
Tolga Kenan Aras
Aras_Ca