3 MAYIS TÜRKÜÇÜLER GÜNÜNE BİR KAÇ MISRA…

3 MAYIS TÜRKÜÇÜLER GÜNÜNE BİR KAÇ MISRA…
ARTIK ŞİİRLERİM DE YARALI…
Türk’üm demek,
Bir zamanların Komünist Rusya’sında suçtu ya...
Türk’ten, Türklükten bahsetmek,
En acımasız bir şekilde cezalandırılırdı ya.
Stalin katili yüz binlerce Türk’ü kurşuna dizdirip,
Yüz binlercesini de Sibirya'ya sürdürdü ya...
1944’te, Türkiye’de de, Rusya'daki gibi suç sayıldı.
Türk’üm diyenler, 3 Mayıs’ta yargıya çıkarıldı...
Heyhat ki yarım asır sonra, şimdinin de,
Ne Türk düşmanı Stalin zamanından,
Ne de akıl tutulması 1944’ten farkı yok.
Türk’e düşmanlık başka adda, başka biçimde,
Yine acıtıyor Türk'ün canını, yaralıyor kalbini...
Yine dışlanıyor aha da Osmanlıdaki gibi...
Bir eşek Türk demeleri kaldı, hanı nerdeyse.
Adı siliniyor dağından, taşından, Kızılay'ından,
Devletinin kapılarından siliniyor azar azar...
Ah garip Türklüğüm, ah güzel Türklüğüm,
Ah miskin Türklüğüm, ah Yunus Türklüğüm...
Sana atılan iftiralar yaralıyor kalbimi.
Sana yapılan haksızlıklar sıkıyor canımı.
Kadir kıymet bilmez nankörlükler, zulümler,
Bitip tükenmeyen sinsi ahlaksızca ihanetler
Hiç bir millet öz ülkesinde senin gibi değil üvey,
Yabanın nankör Suriyelisi başlar üste öz evlat.
Güzel adın kendi ülkenden silinmek isteniyor,
Ah, gönlüm öyle yaralı ki, şiirlerim de yaralı..
Rum’u, Yahudi’si, Ermeni'si tamam ya,
Düşman onlar, dost olacak değil ya,
Hani ben de Müslümanım deyip de,
Bu dünya şanı Türk’e, canım Türkiye'ye,
Onun o güzel bayrağına, ayına-yıldızına,
O milyonlarca oğlunun canı pahasına kazanıp,
Şair Mehmet Akif oğlunun yazdığı marşına,
Kâfire baş eğdiren o bozkurt oğlu paşasına,
Düşman olan o adı Müslümanlar var ya?
Bir ellerini, varsa eğer, vicdanlarına koyup,
Biz nasıl Müslümanız diye sorgulasalar ya?
Yüz yıllarca İslam’ın kılıcı olan Türk’e düşmanlık,
Ne dine sığar, ne imana, ne vicdana, deseler ya?
Güzel adın kendi ülkenden silinmek isteniyor.
Ah, gönlüm öyle yaralı ki şiirlerim de yaralı.
Müslim OĞUZ