MEHMET GIYAS AZERİTÜRK

MEHMET GIYAS AZERİTÜRK

azeriturk@gmail.com

SIFIR DA BİR DEĞERDİR.

02 Şubat 2021 - 11:45 - Güncelleme: 03 Şubat 2021 - 11:31

SIFIR DA BİR DEĞERDİR.
                  Bizim toplumumuz sosyal bilimlere konu yaratmakta mahirdir. Türkiye; sosyolojinin, siyaset biliminin çalışma alanına materyal hazırlamakta zengin bir ülkedir. Siyaset yapma biçimimiz ve siyaseti algılama yöntemlerimiz çok özgündür. Mesela bir ilçede yapılacak belediye  seçimlerinde adaya “kardeşin ilçeye gelmesin gelirse kaybedersin” dediklerinde komik geliyor olabilir. Seçim öncesi son gecede adayın kardeşinin o gece ilçeden geçerek köyüne gittiği haberi yayılınca ertesi gün yapılan seçimde aday kayıp edebiliyor. Çünkü siyaset  liyakat üzerinden değil hamaset üzerinden yapılıyor. Mesela ülkede yapılan eksik, noksan ne  varsa hesabı sorumlu olanlardan değil sorumsuz olanlardan soruluyor. Yani bir kent düşünelim, kentin bakımsızlığı, geri kalmışlığı, seçimlerde iş başına gelen Belediye Başkanı yerine seçimi kayıp eden muhalif adaydan soruluyor. Alın bu örneği merkezi idareye şümul edin.
          Bir belediye seçiminde bu adaya verirseniz beka sorunu çıkar denilebiliyor. Bir başka kentte  teröristler su sayacını okumak için evinize gelecek deniliyor. Bizim, siyaseti ayrıntısına kadar  bilen yurttaşlarımız da demiyor ki, öyle ise sen bu teröristleri tanıyorsun, bizim eve gelmeden  yakalayı ver bari…
             Anayasal devletiz, yani hukuk kuralları ile yönetiliyoruz diye seviniyoruz, anayasaya
uymayanı kahraman ilan ediyoruz. AİHM de kimmiş diyoruz. Öyle ise bu AİHM den çıkalım
diyoruz, dursun belki bize lazım olur diyorlar. Bir parti kapatılsın diyoruz, o zaman hadi
kapatalım deyince bizim işimiz değil hukuk var diyoruz. Peki, bu hukuka niye müdahale
ediyoruz. Bırakalım işine baksın.
                Patates fiyatı artar, hal terörü deriz. Yağ fiyatı artar, yağ terörü, süt fiyatı artar sütçü terörü.. 
                  Dünyada bizim kadar terörü çeşitlendiren, kategorize eden başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. Açım diyene, hayır farkında değilsin sen toksun diyoruz. Borcum var batıyoruz diyene 500 TL kira desteği aldın ya! batmazsın diyoruz. Araziler boş buğday ithal ediyoruz diyene, sor bakayım niye ithal ediyoruz, çünkü makarna yapıp dağıtıyoruz, pardon satıyoruz diyoruz. Bu, makarna buğdayını, ayçiçeğini, pirinci, mercimeği biz eksek, dışarıdan almadan satsak denildiğinde, tarım şaha kalktı şu kadar destekleme var diyoruz. İyi de ekene değil ekmeyene destek veriyoruz. Traktörler köylerde ralli için kullanılıyor, denildiğinde yerli ve  milli olmamakla suçluyoruz.
             Velhasıl bizim işimiz zor. Hiç kimse ben bu işi yapamam demiyor. Hepimiz her şeyin
uzmanıyız. Boğaziçi zaten üniversite değil, ODTÜ mü? kapatılmalı. İstikbalimiz ve
İstiklalimiz için bize Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi yeter, artar bile.. Ne üretmiş
derseniz, YÖK açıkladı, sıfır bilimsel yayın, sıfır kitap yani sıfır bilimsel değer. Kimseye
dokunmuyorlar, devlete hiç sorun olmuyorlar, kolluk onlar için mesai harcamıyor.
Sonuç mu: sıfıra, sıfır. Bu şekilde elde ne oluyordu? Benim matematiğim pek kuvvetli değil
onu da okuyan hesaplasın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum