Süheyla Karaca Hanönü

Süheyla Karaca Hanönü

EDEBİYATTAN ESEN YELLER [email protected]

Çocukluğumun cemresi: Nev-ruz coşkusu

25 Mart 2022 - 22:49

Çocukluğumun cemresi: Nev-ruz coşkusu

"Nev-ruz Türk topluluklarında önemli bir yere sahiptir. 21 Mart’tan iki ya da üç hafta öncesinden başlar hazırlıklar. Ben de Iğdır bölgesinde dünyaya gelerek bu kadim gelenekten nasibimi almış oldum. İstedim ki nev-ruzun bende bıraktığı izleri, güzellikleri sizlerle de paylaşayım."

Nev-ruz… Yeni gün… Baharın başlangıcı. Öyle ki cemre yüreklere düşer, neşe dolar yürekler. Çocukluğumdan kalan en güzel izlerdendir nev-ruz.

Çeşitli Türk topluluklarında asırlardır kutlanagelmiştir Nev-ruz Bayramı,

Azerbaycan’da Ergenekon, Bozkurt Bayramı,

Başkurt Türkler’inde Ekin Bayramı,

Gagavuzlar’da İlk Yaz Bayramı,

Doğu Türkistan’da Yeni Gün, Baş Bahar Bayramı,

Kazak Türklerinde Ulus Günü,

Kazan Türkleri ve Karakalpaklarda Ergenekon Bayramı,

Hakas Türkler’inde Cılsırtı, Ulu Kün Bayramı,

Karaçay-Malkar Türkler'inde Gollu, Gutan, Saban, Toy, Tegri Bayramı,

Türkmenler'de Teze Yıl Bayramı,

Uygur Türkler'inde Yeni Gün Bayramı.

Görüldüğü üzere nev-ruz Türk topluluklarında önemli bir yere sahiptir. 21 Mart’tan iki ya da üç hafta öncesinden başlar hazırlıklar. Ben de Iğdır bölgesinde dünyaya gelerek bu kadim gelenekten nasibimi almış oldum. İstedim ki nev-ruzun bende bıraktığı izleri, güzellikleri sizlerle de paylaşayım.

Hazırlıklar günler öncesinden başlardı. Bahar nasıl ki dirilmenin, yenilenmenin, uyanışın timsaliyse hanımlar da bu bahar dirilişine evlerinden başlarlardı. Evlere boya badana yapılır, halılar, kilimler yıkanır, özellikle dolap içleri iyice temizlenerek kötü enerjinin kaybolacağına inanılırdı. Temiz evin huzuru bir başkadır tabi ki.

Herkes imkanı ölçüsünde bayramlıklar alırdı aile fertlerine.

Semeni al meni

Her yazda sen yada

Sal meni

İlde gözederem seni

Semeni sazana gelmişem

Uzana uzana gelmişem

Bir diğer önemli nev-ruz geleneği de semeni yeşertmektir. 21 Mart’tan iki ya da üç hafta önce semeni yeşertilmeye başlanır. Yeşertilen bu buğday bereketin nişanesidir. İnsanın yaz arzusunun, toprağın uyanışının nişanesidir yeşertilen semeniler.

Bilindiği üzere 3’ler, 7’ler, 40’lar bizlerde önemlidir. Nev-ruzdaki bir diğer önemli adet “Yeddi Levin”dir. Yedi çeşit demektir. Bayramın en önemli unsurlarındandır. Evlerde en az yedi çeşit çerezin, meyvenin bir araya getirilip karıştırıldığı nev-ruz tabakları hazırlanır. Bu nev-ruz tabaklarını herkes bütçesine göre hazırlar. Fındık, fıstık, kuru üzüm, akide şekeri, lokum mutlaka bulunur. Aile fertlerine nev-ruz payı ayrılır. Gurbette olanların payı saklanır. Annem bu yıl yakında olan kardeşlerime nev-ruz tabakları hazırlayıp pay verdi. Ben gurbette olduğum için benim payımı da gönderecek. Yani hala bu geleneği devam ettiriyoruz.

Nev-ruz küs olanları barıştırmak için bir fırsata dönüşür. Bu bayramda küslük olmaz. Gönüller bahar coşkusuyla yumuşar, küsler barışır, bayram neşesi daha da artar. Sevgi tohumları da ekilir bu bayram ile.

Eskiden herkes bahçeli evlerde oturduğu için bahçeler de bir güzel temizlenir, toplana çer çöp öbekler halinde toplanır, bir nev-ruz geleneği olan “baca baca” yapılırdı.

Ağırım uğrum tökülsün

Oda tüşüp kül olsun

Yansın alev saçılsın

Menim bahtım açılsın
 

Baca baca günü her yerde ateşler yakılır, çoluk çocuk, yaşlı, herkes ateşin üzerinden atlardı. Ateşten atlarken böyle maniler dizilirdi. Bu ateşten atlanırken ruhların arınacağına, dert ve belaların, hastalığın defolunacağına inanılırdı. Hele gençler yükselen alevlerin üstünden atlarken cesaretlerini de sergilemiş olurlardı. Çekirge gibi sıçrayan çocuklar neşeyi artırırdı. Ateşten atlamaya cesareti olmayan çocukları aile büyükleri kucaklarına alıp öyle atlatırdı ateşten.

Bayram haftası Salı ya da Perşembe günleri toplu halde kabir ziyaretleri yapılır, mezarlıklar temizlenir, onarılır, Kur’an-ı Kerimden ayetler okunurdu. Genç ölen biri varsa o mezarlıklardan ağıtlar daha çok yükselirdi. Çocuklar tedirgin olmasın diye çeşitli ihsanlar dağıtılırdı. Gofret, lokum, limonata gibi ikramlarda bulunulurdu.

Bayram haftalarında evlerde güzel konuşmaya özellikle dikkat edilirdi çünkü bir diğer önemli ritüel “Kulak Asmak”tır. Buna halk arasında “Gapı pusmak” da denir. Niyetler tutulur, herhangi bir komşu evi gizlice dinlenir. Eğer evden olumlu sözler işitilirse niyetin gerçek olacağına yorulur. Bu durumda ağzı dualı insanların kapısı daha çok dinlenir.

Çocukların en sevdiği etkinliklerden biri de “Kapıya Mendil Atma”dır. Kapıların önüne mendil bırakılıp kapı çalınarak kaçılır. Ev sahibi çıkıp mendillere nev-ruz payı bırakır. Bu gelenek öncesinde “Bacadan Şal Salmak” şeklinde olurmuş. Eski evlerin damında bir havalandırma bacası bulunurmuş. Komşuların bazıları bu damlara çıkıp bacadan ev içine şal sarkıtırmış. Şalı fark eden ev sahibi şala nev-ruz payı bırakırmış. Bazen bu şal içlerine işlemeli mendil ve çorap da bırakırlarmış. Günümüzde ev yapıları değiştiği için bu gelenek yerini kapıya mendil atmaya bırakmıştır.

Nev-ruz olur da yumurta boyanmaz mı? Doğal boyanma şekli şöyledir: Önceden biriktirilmiş soğan kabuklarıyla sarılan yumurtalar kaynatılır, yumurta kıpkırmızı bir renk alır kaynadıkça. Bu yumurtalar neşeyle tokuşturulur. Kırdığınız yumurta da sizin olur.

Nev-ruz’da yapılan çeşitli eğlencelerden çocuklar ve gençler tarafında en sevileni “Kosa Kosa”dır. Küçükken yoldan gelen gürültülerle sesin geldiği yöne gidip yaklaşmakta olan kosa grubunu görünce biraz korktuğumu söylemeliyim. Kosa olacak kişiye ceket ters giydirilir, varsa kürk giydirilir. Başına deriden bir papak takılır. Yüzü gözü una bulanır iyice. Boynuna bir zingirov(çan) takılıp eline bir çömçe verilerek kapı kapı gezdirilip çocuklar eğlendirilir, pay toplanır. Kosa gezdiren kişiler ritim tutup bir taraftan maniler dizer:

Ay kosa kosa gelsene

Gelip selam versene

Çömçeni doldursan

Kosanı yola salsana

Geçen gün annemleri görüntülü aradığımda annem ve iki teyzemin neşeyle nev-ruz bohçası hazırladıklarını gördüm. Nev-ruz haftası bir diğer önemli gelenek nişanlı kıza nev-ruz bohçası, hediyeleri götürmektir.

Yirmi birinci yüzyılda, görüntülü arama yapabildiğim çağda bu geleneğin hala devam ettirildiğini görmek, kültürün kaybolmaya ne denli dirençli olduğunu hissettirdi. Havalandırma bacası olan evlerden, çatılı evlere, hatta gökdelenlere geçmiş olsak bile bazı değerlerimizi, güzellikleri devam ettirmeliyiz.

Nev-ruz ile gönüllere hep sevgi cemresi düşmesi temennisiyle…

 

Süheyla Karaca Hanönü

YORUMLAR

  • 0 Yorum