ZAFER KARABAĞDIR
Çocukluğumdan hafızamda kalan ilk sözcüklerdir “gaçagaç”, “Aras’ın o tayı. Aras’ın bu tayı”. Türk’ten sonra öğrendiğim ilk milletlerdi Rus ve Ermeni. Nigalay (Nikolay) benim için ilk, Ruslar için son çardı. Özlemin karşılığı Azerbaycan, gurbetin karşılığı engel, sevdanın karşılığı kara idi. Radyonun anlamı, sınır ötesinden gelen sesti. Müziklerdeki alet, mandolin değilse tardı. Minderlerdeki yedi başlı ejderha, gerçeğin efsaneye dönüşmesiydi. Yazı, uzaklardan gelen; gizlice ve gözyaşlarıyla okunmaya çalışılan, çoğu zaman okunamayan mektuplardı.
Neden çaresizlerdi? Neden kavuşamıyorlardı? Çocuk gözümle, büyükleri anlamakta zorlanıyordum. Hemen büyümeyi ta o günlerde istemiştim. Belki de orada başladı olgunluğum ve dik duruşum. Anlattıkları masal değildi. Tam da hayatın kendisiydi. Ne olurdu sihirli bir değneğim olsaydı, dokunduğumda iki devlet tek millet olsaydı? Hayallerime sınır koyamazdım, engel olamazdım. Çaresizliklerini ve kavuşamamalarını büyüyünce anladım. Özlem, yüreklerini öylesine esir almıştı ki, dilleri hep ayrılık türküleri söyler olmuştu:
“Araz’ı ayırdılar
Milinen doyurdular;
Men senden ayrılmazdım
Zülmünen ayırdılar,
Ay Lâçin, can Lâçin,
Men sene kurban Lâçin”
“Kızıl gül olmayaydı
Sararıp solmayaydı
Bir ayrılık bir ölüm
Heçbiri olmayaydı”
Sonra bir gün, Ferhad İbrahimi’nin sözlerinde Güney ve Kuzey Azerbaycan'ın ayrılığı, aşk ayrılığıyla birleşince umutlarımız arttı.
“Fikrinden geceler yata bilmirem
Bu fikri başımdan ata bilmirem
Neyleyim ki, sene çata bilmirem
Ayrılıq, ayrılıq, aman ayrılıq
Her bir derdden olar yaman ayrılıq”
Suyun adının Aras olduğunu, Aras’ın suyunun geride kalanların gözyaşı olduğunu o günlerde öğrendim. Bayramın Nevruz, serhatın Iğdır, Gaçagaç’ın Kaç Ha Kaç, uzakların zor olduğunu, ayrılıkların sevdaya dahil olmadığını o günlerde öğrendim. Köklenememenin, ataların geride bıraktığı, gözü yaşlı boynu bükükler olduğunu o günlerde öğrendim.
Yine bir gün Huşenk Azeroğlu,
Katar katar turnalardan,
Yeşil başlı sunalardan,
Azerbaycan diyarından,
Köroğlu’nun Nigâr’ından, bize selam getirdi. Bir kere yükselen bayrağın bir daha inmeyeceğini, bir milletin iki devlet olduğunu, büyüyünce Türk Dünyası olacağımızı o günlerde öğrendim.
Zaferin Karabağ olduğunu, Karabağ’ın Azerbaycan olduğunu siz öğrettiniz. İyi ki büyümüşüm. Saygı, rahmet ve minnetle…
Hayat ARAS
YORUMLAR