Zülfiye İSMAYIL

Zülfiye İSMAYIL

serdarunsal76@gmail.com

TÜRKİYE VE AZERBAYCAN EDEBİYATINDA “AĞRIDAĞ” MEVZUSU-2

29 Haziran 2020 - 23:37 - Güncelleme: 29 Haziran 2020 - 23:41

TÜRKİYE VE AZERBAYCAN EDEBİYATINDA “AĞRIDAĞ”

MEVZUSU-2

Bu gün Azerbaycan topraklarının coğu hissesini işkal ederekten komşu

topraklarında da gözü olan menfur ermenilerin iç yüzünü bir hayli önce gören Vaqif

Memmedov 25 yıl bundan önce –yani 1985 yılında şovinist ermeni yazıçısı Zori

Balayan᾿ın “Ocak” kitapını okuduktan sonra ermenilerin menfur niyetini ifşa

ederken, onların bir çok yer adları gibi Ağrı dağı᾿nın adını değişmek iddialarından da

söz eder:

Gezdiği budağı doğrayır onlar,

“Dost” deyip od vurur yada-yakına.

“Ağrı” eşidende ağrıyır onlar,

“Ararat” deyirler Ağrı dağına... (10, 69)

1991 yılında Azerbaycan özgürlüğüne kovuşandan sonra kardeş Türkiye ile

yollar açılırken Türkiye᾿den gelen ilk konuklar vasıtasıyla kardeş ülkeye şiirle selam

gönderen Vaqif Memmedov sovyetler döneminde Azerbaycan᾿ın sinesinde olan ağrı-

acıların, derdlerin Ağrı dağı boyda olduğunu kayd etmekle, kardeş ülkeye taraf

uzanan bir cığırı da büyük teselli sayır:

Ağrı dağı boyda dağlıyık biz de,

Bize tesellidir cığır da, iz de.

Yegin yol gözleyir Kara deniz de

Gedende bizlerden salam aparın (11, 52).

Şair ayni fikri 1990 yıllarının başında Nahçıvan Özerk Cümhuriyeti᾿nin,

dolayısıyla şairin doğduğu Sederek köyünün ermenilerin vahşi tecavüzüne meruz

kaldığı zamanlarda savaş mevzusunda yazdığı “Çöreyim yanır” adlı şiirinde de

vurgulamaktadır:

Tahıl zemisine düşman od atıb,

Yanır, tabağımda çöreyim yanır.

Alov dilimleri lap erşe çatıb,

Ele bil cızhacız yüreyim yanır…

Düşmen od üstüne od atır yine,

Gör biz ne haydayıq, o ne haydadır…

Dözerik, dözmüşük biz döne-döne,

Onsuz da ağrımız Ağrı boydadır…(10, 10)

Dağlar – dostluktur, onurdur, çekilen çiledir, yalnızlıktır, özlemdir, umuttur.

5

Görkemli şair Hüseyin RAZİ “Ağrı dağ” şiirindeki tarihin sınağından

defalarca yüzü ak çıkan Ağrı dağ Atatürk onurunun göstergesi, erenlerin sengeridir:

Çıkıb göyün qübbesinden bak beri,

O Atatürk geyretinin lengeri.

Milyon –milyon merd igidin sengeri,

Neçe-neçe döyüşlerde sınanmış (4, 131).

Emosyanal şair aşağıdaki mısrada macazi manada cif olup ayrı-ayrı dayanan

dağın poetik önemini açıyordu:

Taleyimiz, tarihimiz yanaşı,

Qoşa dağlar vüqarında dayanmış (4, 131).

Bu arada bahsı geçen muhteşem dağ tarihi şahısların anıtı gibi

simgelenmektedir:

Dede Korkut boylarının özülü,

Yunis İmre şeri kimi düzülü (4, 131).

Asırlar boyunca insanları hüsnüne hayran bırakan Ağrıdağ bu defasında siyasi

görünümü ile sert bir sunumda sergilenmekte:

Göz tikmesin qametine her yeten,

O vetendir, ecdadıma bir veten.

Sürünse de dövresinde duman, çen,

Od ürekli bir halq üçün yaranmış (4, 131).

Bütövlük motivinin ön mövqede yer aldığı aynı adlı şiir Ağrıdağ᾿ın tarihi-

felsefi derkine, deqiq hertaraflı teqdimine yönelmektedir. Ağrı Dağ şiirler serisinde

hem mevzusuna, hem de orijinal bedii ifade hususundan dolayı yenidir.

Aşık şiirinin diliyle Ağrı Dağı᾿na yazılanlar o kadar capcanlı ki, insan ruhunu

hayrette bırakır. Tabiat lövhelerinin yer aldığı Dağlar silsileli şiirlerin füsunkar

örneğini yaratan Dede Elesger “Şah dağı” şiirinde Ağrıdağı dağların padişahı

adlandırarak, hak ettiği ünvanı bariz bir biçimde vurguluyor. Bu şiir samimi hiss ve

duyguların gözel terennümü ve övgüsüğle bizden çok ötede ve kutsaldır:

Men gezmişem Qafqazyanı,

Heqq seni bir helq eleyib;

Ağrı dağı padişahdı,

Seni vezir helq eyleyib (1, 149);