CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ"IĞDIR VALİSİ VE İL MÜFTÜSÜ HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞTİR. GÖREVDEN ALINMASALAR ÇIKACAK OLAYLARIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR." VELİ BEDER." BİZLER ÖLENE KADAR YÜREKLERİMİZDE ATATÜRK SEVGİSİYLE, VATAN SEVGİSİYLE, MEMLEKET SEVGİSİYLE BÜYÜMÜŞ BİR MİLLETİN TORUNLARI OLARAK YAŞAYACAĞIZ VE YAŞATACAĞIZ." CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz," Iğdır'da yaşanan olaylardan sonra Iğdır'da görev yapan vali ve Müftü, bütün toplumun Valisi ve Müftüsü
06 Aralık 2013 - 19:01 - Güncelleme: 06 Aralık 2013 - 19:05
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ"IĞDIR VALİSİ VE
İL MÜFTÜSÜ HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞTİR. GÖREVDEN ALINMASALAR ÇIKACAK
OLAYLARIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR."
VELİ BEDER." BİZLER ÖLENE KADAR YÜREKLERİMİZDE ATATÜRK
SEVGİSİYLE, VATAN SEVGİSİYLE, MEMLEKET SEVGİSİYLE BÜYÜMÜŞ BİR MİLLETİN
TORUNLARI OLARAK YAŞAYACAĞIZ VE YAŞATACAĞIZ."
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz," Iğdır'da
yaşanan olaylardan sonra Iğdır'da görev yapan vali ve Müftü, bütün
toplumun Valisi ve Müftüsü değil bir kesimin valisi ve müftüsü
olduğunu ortaya koymuştur. Böyle olunca da devletin valisi olma
hükmünü yitirmiştir. Böyle insanların Iğdır gibi bir yerde görev
yapmaları artık kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Hanefi İslam
devleti değildir. Bunu herkes bilecek. Herkes kafasının içine iyice
sokacak. Ve adam gibi buna göre davranacak. Buna göre davranmayan
adam haddini bilecek. "dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, CHP Iğdır İl
Başkanı İlhan Zor ve Partililer Iğdır Ehlibeyt Alimleri derneğini
ziyaret etti.
Ehlibeyt Alimleri Derneği başkanı Veli Beder ve üyeler
tarafından karşılanan CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz
burada bir konuşma yaptı.
Ehlibeyt Alimleri Derneği başkanı Veli Beder, yaptığı
konuşmada ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sözü
müftünün yazdığı rapora getirerek şunları söyledi:" İl Müftümüz
bizlerin derneğine onlarca ziyarette bulunmuş ve bizlerde sık sık
karşılıklı ziyaretlerde bulunarak hoş sohbetler yapmışız. Ama sayın
müftümüz demek koyun postuna bürünmüş bir kurttan farkı yokmuş."dedi.
Özgündüz, Ziyarette yaptığı konuşmada Iğdır'a gelme sebebim özelikle
Azeri Caferi toplumunun son zamanlarda baskı altına alınmasına
ötekileştirilmeye çalışılmasına karşı elimizden gelen mücadeleyi
vereceğiz. Kamu görevlileri sonuçta laik cumhuriyetin kamu
görevlileridir. Valisinden tutun müftüsüne kadar ve bunlar
yurttaşlarına karşı eşit davranması gerekiyor. İnsanların diniyle,
mezhebiyle etnik yapısıyla değil onlara hizmet etmekle görevlidirler.
Kimsenin bir başkasına din mezhep öğretme hakkı da yoktur. Haddi' de
yoktur.Herkesin inancı kendisine tabi müftünün raporu kabul edilemez
ve bu konuda gereken tepkiyi mecliste verdik. Bütçe komisyon
toplantısında da tepkimizi gören hükümet yetkilisi diyanetten sorumlu
Bekir Bozdağ, Bu raporu kendilerinin istemediğini içişleri bakanının
istemediğini ve valinin talebi üzerine hazırlandığını söyledi.
Sizlerin de buradaki tepkiniz yerinde oldu müftünü de al git şeklinde
valiye dönük bir tepki yerinde ve haklıydı. Çünkü o raporun sorumlusu
validir. Böyle olunca da devletin valisi olma hükmünü yitirmiştir.
Sadece belli bir kesimin, Hanefi mezhebi kesiminin ve iktidarın
valisinin olmuştur. Dolaysıyla tarafsızlığını yitirmiştir. Bu saten
sonra Iğdır gibi bir yerde görev yapması da kabul edilemez, yine Iğdır
müftüsü de diyanet işleri bakanlığının bir temsilcisidir. Diyanet
işleri başkanlığı ise bizim anayasa maddemize göre ilkesi
doğrultusuna göre görev yapar. Buda bütün inançlara karşı eşit
durmasını gerektirir . Ama burada Caferi kesimini asimile etmek
yönünde yaptığı politikalardan sonra artık oda burada laik
cumhuriyetin müftüsü olma niteliğini kaybetmiştir bizim açımızdan
dediğim gibi kamu göre valilerinin görevi halka din mezhep öğretmek
değil halka hizmet etmektir. Bir başka yönden ise hadlerini
aşmışlardır. İnancımıza ulemaya sizlere hakaret niteliğinde ibareler
vardır. Bunlar kabul edilemez. Herkesin inancı kendisine kim
hurafeye ne kadar bulaşmış onun inancı kendisine buyursunlar
alimlerimizle çıkar tartışırlar. Ama efendim bunları alalım diyanet
işleri başkanlığında misafir edelim devşirelim tabiri caiz ise bu
yönde politikalar asimile politikasıdır. Ama bizim alimlerin hiçbiri
kendisini dolara dinara satacakta değildir. Onu da biliyoruz. O
hevesleri kursaklarında kalacaktır. Alevi kesimini başka asimile
etmek, Alevi kesimini başka türlü asimile etmek görümünde çalışmalar
yapmaktalar ve bunları kabul edemeyiz. Bir başka sakıncalı kısım o
raporun emniyet genel müdürlüğüne gönderilmiş olması ve diyanete
gönderilmiş olmasının belki bir gerekçesi vardır. Ama Emniyet Genel
Müdürlüğü ve İçişleri bakanlığına gitmesinin amacı nedir. Bunu demek
istiyorlar anlaşılan biz bu Caferi kesimiyle ilgili asimilasyon
politikası uygulayacağız. İleride buna karşı direnç gösterilirse
şimdiden ey emniyet kulp bul delil bul başka soruşturmalarda olduğu
gibi yarın polisiye tedbirlerle bir uyduruk soruşturmamı
düşünüyorlar. İyi olmuştur açığa çıkmıştır. Planları bozulmuştur.
Sizlerde üzerine düşen görevi topluma yakışır bir şekilde yerinize
getirdiniz. Olaydan sonra toplumun inancına karşı yapılan saldırıda
Iğdır halkı ,top yekün tepki ve reaksiyon göstermiştir. Ama yerinde
ve ölçülü bir reaksiyondur. Olması gerekende budur. Ancak bu saten
sonra gerek vali olsun gerek müftü olsun tarafsızlıklarını
yitirmişlerdir. Bütün toplumun Valisi, Müftüsü değil bir kesimin
valisi ve müftüsü olduklarını ortaya koymuşlardır.. Böyle insanların
Iğdır gibi bir yerde görev yapmaları artık kabul edilemez. Hükümet
yetkililerine söyledik. Bu kişiler hakkında gereği yapılacaktır.
Bizlerde sonuna kadar takip edeceğiz. Yapılmasa da artık bu saten
sonra bu olayın arkasında hükümetin olduğunu biz kamuoyuna
açıklayacağız. Bu olaydan sonra Iğdır'da olacak olaylardan artık
hükümet sorumlu olacaktır. Benim aldığım bilgilerde valinin' de kısa
sürede gideceği müftü zaten görev yapamaz. İnşallah bundan sonra bu
bir ders olsun bundan sonra buraya gelen kamu görevlileri de herkes de
haddini bilsin vatandaşlara eşit davransın vatandaşlar arasında
ayrımcılık yapmasın umarım bu bir ders olur. Bunlar cumhuriyetin
valisi ve müftüsü olsalardı zaten bu tür yanlışların içerisinde
olmazlardı. Müftü efendi kendi başına o raporu yazamaz bunu bilin
nitekim Bakan Bozdağ' da söyledi. Valinin talebi üzerine yazılmıştır.
Vali eğer görevini kötüye kullanmışsa o zaman gereği yapılacaktır.
Eğer valiye bir şey yapılamıyorsa bunlar hükümetin bilgisi
doğrultusunda yapılmıştır deriz. Ve bizimde hedefimiz hükümet olur.
Türkiye Cumhuriyeti anayasası diyor ki Türkiye laik demokratik bir
hukuk devletidir. Yine diyanet işleri başkanlığının görevleri
sayılırken Diyanet işleri başkanlığı laiklik ilkeleri doğrultusunda
görev yapar diyor. Bir mezhebe değil . Türkiye Cumhuriyeti Hanefi
İslam devleti değildir. Bunu herkes bilecek. Herkes kafasının içine
iyice sokacak. Ve adam gibi buna göre davranacak. Buna göre
davranmayan adam haddini bilecek. Bilmese bizler bildiririz.
Toplumumuz bildirir. Bu Azeri Türkleri toplumu Caferi toplumu buraya
başka yerden ithal gelmiş değil onların en az on katıda ülkesini
sever. Ülkesine göz dikenin gözünü çıkarır. Bu ülkenin
yurttaşlarıdır. Efendim niye gittiniz İran'da eğitim gördünüz.
Allah'tan kork be benim vatanımda eğitim göreceğim bir kurum mu var.
Okuyacağım bir lisemi var. İlahiyat fakültesi mi var. Beni asimile
etmeye kalkışıyorsun. Bırakın ben okulumu açayım Caferi fıkhını ben
burada öğreteyim. Çocuğum niye gitsin 14 -15 yaşında diğer ülkelere
ben meraklı değilim ki kaldı ki sen gidip El-Ezher Üniversitesi de
eğitim alırken bu ülkede müsteşar olurken, müdür olurken, vali
olurken, rektör olurken sen Mısır'ın adamı olmuyorsun da benim çocuğum
gidip Irakta Necefte eğitim gördüğünde neden ajan oluyor bu nasıl
bir saçmalık. Bu toplum arasına nifak sokmaktır. Suçtur bu ayrımcılık
yapmaktır. Ve gereği yapılacaktır ve bekliyoruz. Gerek şahsım gerek
partim olarak bu ayrımcılığın karşısındayız. Cumhuriyet Halk Partisi
bütün insanların inancını, kimliğini, özgürce yaşamasını savunur. Bu
konuda diğer partilerden arkadaşlarımızda tepki gösterdiler. Bu
toplumu bölmeye yönelik bir iştir ve asıl olan müftü efendi raporunda
da tespit ediyor. Iğdır'da şafi, Sünni Kürt kardeşlerle Şii Caferi
Azeriler tarihten beri bir arada yaşamışlardır. Her türlü aralarında
bir problem yoktur. Akrabadırlar barış ortamı vardır. Terör olayları
bile husumete neden olmamıştır. Diyor. Çok güzel ondan sonrada böyle
sanki bu iki toplumun arasına nifak tohumu serpmek istiyormuş gibi
problem istiyormuş gibi bu şekilde haddini aşan suç teşkil eden bir
rapor yazmıştır. Ve gereği de yapılacaktır. Şöyle ifade
kullanıyorlar Hristiyancın ibadet hanesi kilisedir, Musevilerin
Sinagogu, Müslümanın da camidir. Alevilikte İslam'ın tasavvufu bir
yorumudur. Buyurun gelin camiye diyorlar. Buyurduk geldik camiye
şimdi benden ne istiyorsun. Alevi'ye bunu diyorsun. Camiye gelen
Caferi'ye de diyorsun ki yo o olmaz benim gibi namaz kıl benim gibi
dua oku benim gibi abdest al bu asimilasyondur. Sünnileştirme
politikasıdır. Bu olmaz Sen koca tepeyi Selimiye'yi aç bir gün
Alevi'ye gelsin camide cem yapsın Allah, Muhammet Ali deyip zikretsin
bir gün iki saat vay efendim olur mu niye olmasın kardeşim. "şeklinde
konuştu.
Ehlibeyt alimleri derneği başkanı Veli Beder, ise Beder,
İl Müftümüz bizlerin derneğine onlarca ziyarette bulunmuş ve bizlerde
sık sık karşılıklı ziyaretlerde bulunarak hoş sohbetler yapmışız. Ama
sayın müftümüz demek koyun postuna bürünmüş bir kurttan farkı yokmuş.
Bizlerin amacı içimize girerek fitnelik fesatlık yaratmaya
çalışmaktadır. Amma Kuran-ı kerimin bütün emirlerine baktığımız zaman
birlik ve beraberlik. Birlikten ve beraberlikten bereket doğar.
Bizler ne vatanımızdan utanırız, nede mezhebimizden utanırız. Ama
bizlerin sesini duyuran değerli büyüklerimize milletvekillerimize
teşekkür ediyoruz ve gerisini Allah'a havale ediyoruz. Dedi.
Beder, Âlimlerimiz bir çok ülke gezmişler ama dünyada
eşine ve benzerine rastlanmayan bir raporla karşılaşmışlar. Bizlerden
hiçbir zaman devlete hükümete bayrağa karşı gelen tek bir Caferi ferdi
görülmektedir. Hep vatanının milletinin, toprağının yanında yer almış
ve canını feda etmiştir. Kurşunlara göğsünü veren taşlara siper olan
bir topluma böyle bir raporun hazırlanması böyle bir lekenin takılması
bizleri üzmüştür. Caferi toplumu hiçbir zaman hükümetine ve
hükümetini temsil edene karşı ne bir basın açıklaması yapmış nede
karşısına dikilmiştir. Hep müftüsüyle emniyetiyle içli dışlı
olmuştur. İmkân olduğu zaman müftüyü, valiyi, üniversiteyi ziyaret
etmişlerdir. Türkiye'de yaşayan bütün alimler istedikleri için
gerçekten bu vatana bağlı oldukları için ne pul ile ne parayla ne
mevkile vatanına milletine hükümetine bayrağına karşı gelmemiş.
Vatanını, toprağını kendi canından hep ileride tutmuştur."dedi.
Bizler ölene kadar yüreklerimizde Atatürk sevgisiyle, vatan
sevgisiyle, memleket sevgisiyle büyümüş bir milletin torunları olarak
yaşayacağız ve yaşatacağız.diyen Beder; Kimse ayrımcılık yaparak bir
yere gelemez. Hiç kimse bir başkasının hakkını gasp edemez ama bunlar
alışmış gasp etmeye, Bizler yüzlerce kez söylemişiz yüzlerine sizlerin
cenazeniz bizlerin parasıyla yıkanıyor. Bizler helal etmiyoruz.
Sizler bizim paramızla haca gidiyorsunuz. Bizler helal etmiyoruz.
Helal olmayan bir şeyde kabul olmaz. Sadece hizmetini bir inanca
yapıyor oda hanefi ve Sünni inancına yapıyor. "şeklinde konuştu.
YORUMLAR