YRD.DOÇ.DR.ENVER ARAS EMEKLİ ÖĞRETİM ÜYESİ

YRD.DOÇ.DR.ENVER ARAS EMEKLİ ÖĞRETİM ÜYESİ

HAZAR'DAN ARAS'A earas7660@hotmail.com

GÜNEY AZERBAYCAN'DA TARİH İLMİNE KISA BİR BAKIŞ* 1 --5

08 Haziran 2022 - 21:58

GÜNEY AZERBAYCAN'DA TARİH İLMİNE KISA BİR BAKIŞ* 1 --5
(...) Türkler, tarih boyunca, muhtelif devirlerde Farslaştırma ve Araplaştırma gibi
tahkir edici siyasetlere maruz kalmış ve bütün güçleriyle buna karşı koymuşlardır. Çok
şiddetli baskı ve zulüm görmelerine, yerlerinden yurtlarından sürgün edilmelerine rağmen,
Azerbaycan topraklarında öz millî varlığını sağlam bir şekilde saklamış, koruyup kollamış,
hatta İran';ın birçok yerinde kök salmış, çoğalmış ve bugün İran adı verilen ülkede çoğunluk sağlamıştır. Esasen Türk soyundan olan muhtelif boylar, aradan geçen kadim zaman içerisinde gelip Azerbaycan'ın ve İran'ın muhtelif yerlerinde yerleşmişlerdir. Ayrıca, çok kadimden beri burada yaşayan Türk boylarıyla kaynayıp karışmış, birleşip çoğalmış ve bugün İran coğrafyasında bile, halkın yarıdan çoğunu teşkil etmiştir.
Bugün İran Türklerinin büyük bir kısmı, Azerbaycan ve arazi bakımından buraya
yapışık Zencan, Kazvin, Hemedan, Asdabad, Sungur, Save, Arag, Zerend, Gaydar, Şeherkerd eyalet ve vilayetlerinde yaşamaktadır. Bunun yanında Azeri Türklerinin İran';ın her tarafında dağınık bir şekilde yaşadığını belirtmek gerekir. Meselâ, Horasan Eyaleti'nin Şehri, Becenord,Deregez, Esferayin, Meşhed, Nişabur Şirvan, Servelayet, Nişabur vb. yerlerinde iki milyondan fazla Azeri Türkü yaşamaktadır. Yine, İran'ın başşehri Tahran';da yaşayan ahalinin yarıdan çoğu Türk'tür. Tahran'ın Belügü ve Kerc merkez köyleriyle, Tahran';ın doğusunda ve güneyinde yerleşen birçok köyde bir miktar Türk yaşamaktadır. İsfahan şehrinin güneyinde Semirum, Feriden ve Belügü’';nden başlayarak Fars Körfezi sahillerine kadar Kaşkay Türkleri yaylak ve kışlak bir göçebe hayat halinde yaşamaktadır.
Bugün Kaşkay Türk boylarının bir kısmı Gemşe, Semirum ve Şiraz gibi şehirlerde
yerleşik halde yaşamaktadırlar. Çoğu tahta kapı olmuş Hemse halkının ekseri de Türk'tür.
Kirman şehrinin batısında ve Darab şehrinin 75 km. güneyinde yerleşen 'Sircana'; bölgesinde
tahta kapı olmuş Hemse elleri yaşamaktadır. Kirman şehrinin batı tarafında yer alan köylerde
yaşayan halkın çoğunluğunu da Azeri Türkleri teşkil etmektedir. Ayrıca, Azeri Türkleri
Gilan';da, Reşt ve Enzeli şehrinde, Mazenderan Eyaleti';nin bazı şehirlerinde, Türkmen, Sehra
ve Gergân şehrinde yaşamaktadırlar. İlamlar'ın kendilerine vatan yaptıkları ve medeniyet
kurdukları diyar Huzistan Eyaleti olmuştur. İlamlar';ın kalıkları / kalıntıları bugün bile
Huzistan Eyaleti'nde yaşamaktadır. Geçmiş zaman diliminde İlamlar'ın başşehri olan antik
';Susa' bölgesinde yer alan ;Şuş' Şehristanı';nın harabeleriyle Irak serhedleri arasında yerleşen
birçok köyde yaşayan, Azerbaycan'ın bir şivesiyle konuşan ve İlamların soyundan gelen
insanlar, kendilerinin Eşkanî olduklarını ifade etmektedirler.
Başkomutan [Genelkurmay Başkanı] Rezmara';nın baş vezir olduğu bir zaman
diliminde yazılan, ‘Ferheng-i Coğrafyayı İran’ (İran'ın Coğrafi Sözlüğü) adlı kitapta İran';da
yaşayan bütün halkların kullandığı dil de kaydedilmiştir. Bu sözlükte yer alan kayda göre,
Azeri Türklerinin sayısı İran cemiyetinin yarısına yakındır. Bunlar, İran'ın çoğu yerlerinde
muhtelif İran milletleriyle birlikte hayat sürmektedirler. Bu sözlüğün yayımlanmasından
takriben 40-50 yıl sonra yapılan bir nüfus istatistiğine göre, bugün İran cemiyetinin yarısından
çoğunu Azeri Türkleri teşkil etmektedir.
Bugünkü İran';da umumiyetle Türklerin, özellikle de Azeri Türklerinin sayılarını ve
yaşadıkları yerleri göz önünde canlandırmak ve onlar hakkında gerçek bilgilere ulaşmak
şarttır. Bunun için, Tebrizli Mehemmed Rıza Şü';ar;ın Ekim-Kasım 1910';da yazmış olduğu
;Behsi Der Bareyi Zeban-ı Azerbaycan't; (Azerbaycan';ın Dili Barede Bir Behs) yani,
[Azerbaycan'ın Dili Hakkında Bir Konu] adlı kitabın belirli bir kısmını olduğu gibi burada

2nakletmek istiyorum. Çünkü, Tebrizli Mehemmed Rıza Şü'ar'ın İran'daki Türkler ve sayıları
hakkında verdiği gerçek bilgiler şüphesiz çok önemlidir. Bundan dolayı söz konusu kitaptaki
bazı bilgileri burada nakletmenin maksada uygun olacağı açıktır. Tebrizli Mehemmed Rıza
Şü';ar'ın adı geçen kitabının "Fars Edebiyatında Türk Sözleri" bölümü şöyle başlamaktadır:
'Geniş yürekle ve inatla şunu belirteyim ki, İslam';dan bugüne kadar gelip geçen bütün şah
sülalelerinin hemen hepsi Türk dilini kullanmıştır. Başta Tahrîler, Sefarîler, Samanîler,
Geznevîler, Gurîler, Garahtarîler, Deylemirler, (Al boyu ve Al Ziyar Harzemşahlılar,
Cengizîler, Hülagüyiler, Timurîler, Fars Atabekleri, Azerbaycan Atabekleri, Karakoyunlular,
Akkoyunlular ve Kerman Atabekleri olmak üzere Safavîler, Afşarîler, Zendiyeler, Gacarlar ve
Pehleviler [üç dört şah sülalesi hariç] hepsi Türkçe konuşup Türkçe yazmıştır. Bu sülaleler,
ister istemez, özellikle şiir sanatında birtakım Türkçe kelimelerin Fars edebiyatına girmesine
sebep olmuştur. Hatta Türk dilinin yaygın olarak kullanılması neticesinde İran';da yaşayan
halkların çoğunun dili değişmiş ve genellikle Türkçe konuşmaya başlamışlardır. Bugün
İran';da yaşayan halkların yarıdan çoğunu Türk dilli halklar oluşturmaktadır. Türk unsurunun
İran';da yaşayan halkların üzerindeki sosyal ve medenî tesiri İslam';dan yaklaşık yüz yıl sonra
başlamış ve bugün ülkenin hemen her yerinde kullanılan dil Türkçe olmuştur. Hatta bugün
Azerbaycan'da kullanılmayan bazı Moğolca, Çağatayca ve Osmanlıca gibi Türkçe kelimeleri,
Fars dilini kullanan halkların konuşmalarında, resmî ve mezhebî birçok yazılarında bile
görmekteyiz.
Türk dilinin sadece Azerbaycan'da yaşayan İranlı halkların üzerinde etkili olmadığını,
ülke genelinde yaşayan bütün İranlı halklar üzerinde etkili olduğunu belirtmek gerekir. Hatta
Türk dilinin, özellikle yedinci asırdan itibaren İranlı âlimler tarafından yazılan, ';Drey Nadiri';,
'Tarih-i Muaccem'';Alim-i Arayi Abbasi',Osaf' adıyla tanınmış ;Tezciye Alamsar ve
Tezciye Ala';sar', Ravzatü';l Sefa", ';Nasehü';l Tevarih" gibi yüze yakın eserde tesirini görmek
mümkündür”. 2
Tebrizli Mehemmed Rıza Şü'ar, daha sonra birçok Fars metninde kullanılmış olan
eski, temiz ve sade Türkçe kelimelerden bazı örnekler vermiştir. Ayrıca şimdiye kadar ortaya
çıkarılmamış bir yazıyı da bu eserine almıştır. Şöyle ki:
“İran'ın en gelişmiş ve en kalabalık halklarını bünyesinde barındıran Doğu ve Batı
Azerbaycan';da, Dest Gürgan'da yerleşen Gümüştepe, Kendgabus, Emçeli, Hacılar, Rameyan
şehirlerinde, bu şehirlerin etrafında bulunan bölgelerde, yine birçok halkın bir arada yaşadığı,
Hamse, Zencan, Ebehr, Hürremdere, Tarom şehirlerinde ve bu şehirlerin etrafında bulunan
bölgelerde yaşayanların tamamı Türkçe konuşmaktadır: Irak';ın birçok yerinde olduğu gibi
Serabend ve Bozçalu, Hemin ve Kömre'nin bazı yerlerinde, Gilan, Mazenderan, Behşehr,
Çalus, Bender Pehlevî ve Astara gibi şehirlerde, Meşhed şehrinin bir kısmında, Horasan';ın
Becnord, Deregez gibi şehirlerinde ve bu şehirlere bağlı olan yerlerde, Hemedan';ın bir
kısmında ve Muradbek, Moryana, Piyazkaralar Hisarî gibi ilçelerinde Türkçe
konuşulmaktadır”. (...)
* 1 Bu yazı, Tebrizli / Kirişli tarihçi, yazar Prof. Dr. Mehemmed Taki Zehtabî';nin İran Türklerinin Eski Tarihi
adlı eserinin birinci cildinden alınmıştır. Arap alfabesiyle ve Tebriz Türkçesi';yle yazılmış olan bu eser,
tarafımızdan Türk alfabesiyle Türkiye Türkçesi'ne aktarılmıştır. Bundan sonra da seri halinde yayımlanacaktır.
2 Mehemmed Rıza Şüar, ';Behsi Der Bareyi Zeban-ı Azerbaycan'; (Azerbaycan'ın Dili Barede Bir Behs)
[Azerbaycan';ın Dili Hakkında Bir Konu] s. 39-40.

YORUMLAR

  • 0 Yorum