IĞDIRLI YAZAR SEFER AKTAŞ "UZAKTA KALDIM "KİTABI İÇİN İMZA GÜNÜ DÜZENLEDİ

IĞDIRLI YAZAR SEFER AKTAŞ "UZAKTA KALDIM "KİTABI İÇİN İMZA GÜNÜ DÜZENLEDİ
26 Eylül 2022 - 11:07

IĞDIRLI YAZAR SEFER AKTAŞ “UZAKTA KALDIM “KİTABI İÇİN İMZA GÜNÜ DÜZENLEDİ

                   Iğdır’ın yetiştirdiği yazarlardan olan emekli öğretmen Sefer Aktaş,yazmış olduğu “Uzakta Kaldım”adlı kitabını tanıtan imza günü düzenledi.

               Iğdır Azerbaycan Kültür evinde düzenlenen kitap tanıtımında konuşan yazar Sefer Aktaş,”Kitabının yaşanmış gerçek bir olay olduğunu ailesinin Azerbaycan’ın Kazak şehrinden Iğdır’ın Kadıkışlak köyüne uzanan göç hikâyesini belgelere dayanarak yazdığını Ermenilerin ve Rusların ne kadar zalim Türk düşmanı olduklarını dile getirmeye çalıştığını anlattı.

               Aktaş,”Ermenilerin, Rusların yaptıkları mezalimi anlatan kitap sayısı çok az bende gerçek tarihe bir nebze olsun katkı sağlayabildimse ne mutlu bana ”dedi.

               Tanıtım ve imza gününe katılan yazar Serdar Ünsal,Ziya Zakir Acar,Avukat Cafer Zor,eczacı Nazım Karadağ,mühendis Kenan Karadağ,İş insanı Ali Serdar Oba,Nejdet Karatepe öğretmen Cafer Alagöz’de kısa  bir konuşma yaparak ,Sefer kardeşimizi tebrik ediyoruz.Edebiyatımıza böyle ailesinin göç hikayesini anlatan bir eser kazandırdığı için kutlarız.Ermenilerin gerçek yüzünü anlatan kitap sayısı çok azdır.Fakat Ermeniler sözde yalananlarla dolu kitapları çoktur. Gençlerimiz bu konuda bizlerden bayrağı alarak daha ileriye götürmelidir.”dediler.

               Uzakta Kaldım Kitabının önsözünde Sefer Aktaş ,şu görüşlere yer veriyor ,arka kapakta ise şiir yer alıyor.Okuru bol olsun okunması gereken bir kitap diyorum.”üçük bir çocuk olarak aile büyüklerinizin anılarını dinlerken, dramatik bir öyküye tanık oluyorsanız… Bu öykü; sizin geçmişinizi konu ediniyor ve size dokunuyorsa… Bunu belleğinizde bir yere kayıt yapıyorsunuz… Elinizdeki bu kitabı yazma fikri tam da böyle başladı.Yaşım ilerledikçe, aile geçmişimde yaşanan hadiseler içinde merak ettiğim bazı konuları, daha detaylı olarak incelemeye başladım. Yaklaşık olarak bir asır ömür süren babam ile zaman zaman yaptığımız sohbetlerde, onun yaşadığı ve tanık olduğu bir takım olayların, insanlığı ilgilendiren bir boyutta olması, beni yazmaya zorladı.Babam Ali Ekber’in anılarını dinlerken, önemli bulduğum konularla ilgili notlar almaya başladım. Verdiği bilgilerin,tarihi olaylarla bağlantısını araştırdıkça, yaşadıklarının tesadüf veya kader ile açıklanamayacak boyutta olduğunu gördüm. Yaşanan her olay, kendisinden bir önceki olayın sonucunda meydana gelmiş ve yeni bir olayında başlangıcı olmuştu. Büyük devletlerin izlediği güçlü politikalar, küçük devlet veya toplumların hayatını kuşatmış ve hareketlerini sınırlandırmıştı.Yağmurun, rüzgârın meydana getirdiği sel veya fırtınayı, kader olarak kabul eden sade insanlar; açgözlü, kompleks ve  kaprislerinin esiri olan, bazı devlet adamlarının çıkardığı savaşları da kader olarak kabul etmiştir.Yazılan savaş öykülerinin çoğunda, genellikle zengin veya soylu aile hayatları işlenirken, ben yazdığım bu öykü ile sessiz çoğunluğun yaşadıklarını anlatmaya çalıştım. Amacım, taşrada kendi mutlu dünyasını kurmaya çalışanların, savaş ve barış günlerini anlatan tabloyu sergilemek ve farkındalık yaratmaktır.8 Kasım 2014 yılında hakkın rahmetine kavuşan babamın anısına atfen bu kitabı yazarken, öncelikle onun anlattığı anılarından istifade ettim. Yine bu öykünün canlı tanığı olan bir başka aile büyüğümüz Esat Atasever’in günlüklerinden faydalandım. Esat amcamızın, Eski Türkçe ile 5 defter halinde yazdığı günlüklerini küçük oğlu Ali Atasever harika bir anlatım ile sadeleştirerek bizlere hediye etti. Aslına sadık kalarak yaptığım bu alıntıları, italik yazı şekli kullanarak yazdım. Yine aynı dönemde yaşayan bir diğer aile büyüğümüz, Hayri Bedir’in yazdığı manzumeleri okudum. Türkiye, Azerbaycan ve İran’ın değişik kentlerinde yaşayan ve konu ile ilgili bilgisi olan kuzenlerimle görüşmeler yaptım.Topladığım bilgileri bir öğretmen titizliğiyle, bölgenin coğrafyası, nüfus ve kültürel özellikleri ile birlikte kurguladım. Kitapta yer alan şahıs ve yer adları genellikle gerçek isimlerdir. Anlatıcıların hatırlamadığı ikinci roldeki bazı şahıslar için sembolik isimler kullandım. Kurgu yaparken, öykümüzün aslına sadık kalmak için azami dikkati gösterdim. Ancak “ beşer, şaşar” ilkesine göre farkına varmadan yaptığım bir hata tespit edilmesi halinde, gerekli düzeltmeleri yapacağımı belirtmek isterim.Öykümüzü yazarken bilgisinden istifade ettiğim, babam Ali Ekber Aktaş, aile büyüğümüz Esat Atasever ve Hayri Bedir ile ebediyete intikal edenleri rahmet, saygı ve şükranla anıyorum. Hayatta olanlara sağlık ve mutluluk dileklerimle teşekkür ediyorum.

UZAKTA KALDIM

 

Aslım İrevanlı İğdeli kendim

men bu yerlerden uzakta galdım

suyunu alırdı, Arazdı bendim

men bu bendlerden uzakta galdım

 

İğdelide varıydı dört teker araba

hayatın gapısı, büyük dervaza

üzüm kotanım, cütüm, carcarim, bir kırık yaban

men o kırık yabadan da uzakda galdım,

 

Nahcivana vardık dedik kurtulduk

servanlar mehlesinde mesken edindik

Babam KALBA TAHİRİ orda toprağa verdik

onun mezarından da uzakta galdım,

 

dertli EKBERİM gama dalmışım

karanlık günlerde çile çekmişim

iyi günlerimi yada salmışım

geçen günlerimden de uzakta galmışım

YORUMLAR

  • 0 Yorum