Ağrı Dağı ve Nuhun Gemisi konulu konferansta "Ağrı Dağının Iğdır'dan Turizme Açılması İstendi.
Iğdır Üniversitesi ev sahipliğinde “Uluslararası Büyük Tufanın Ağrı Dağı ve Iğdır Ovasındaki Arkeolojik-Etnografik İzleri ve Hz. Nuh’un Gemisi’nin Kültürel Miras Kapsamında Araştırılması Konferansı” düzenlendi

11 Haziran 2024 - 09:26
Ağrı Dağı ve Nuhun Gemisi konulu konferansta “Ağrı Dağının Iğdır’dan Turizme Açılması İstendi.
Iğdır Üniversitesi ev sahipliğinde “Uluslararası Büyük Tufanın Ağrı Dağı ve Iğdır Ovasındaki Arkeolojik-Etnografik İzleri ve Hz. Nuh’un Gemisi’nin Kültürel Miras Kapsamında Araştırılması Konferansı” düzenlendi.
Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü Konferans Salonu’nda yapılan programda ilk olarak Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Maden Tetkik Arama Genel Müdür Yardımcısı Veli Altundağ, Nuh’un Gemisi Uluslararası Bilimsel Araştırma ve Eserleri Koruma Vakfı üyeleri Yuaen Man Fai ve Shu Wah Yuen tarafından açılış konuşmaları yapıldı.
Iğdır Üniversitesi Ağrı Dağı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Hong Kong Gratia Koleji, Gürcistan Teknik Üniversitesi, Nuh'un Gemisi Uluslararası Bilimsel Araştırma ve Eserleri Koruma Vakfı ve Doğubeyazıt İnanç Turizmini Araştırma Geliştirme Derneği iş birliğinde iki gün süren konferans, Türkiye, Gürcistan ve Çin’den yaklaşık 30 bilim insanı tarafından yapılan sunumların ardından son buldu.
Konuşmacılar ,Ağrı Dağının %65’nin Iğdır da olduğu ve Iğdır’dan daha görkemli göründüğünü belirterek ,Ağrı Dağına çıkışların Iğdır tarafından yapılmasın daha uygun olacağını ve turizm açısından Iğdır’ın gelişeceğini söylediler.
Doğubayazıt İnanç Turizmini Araştırma Geliştirme Derneği üyesi Kültür Bakanlığı Müşaviri Asım keser yaptığı konuşmada,” Nuh’un Gemisi Ağrı Dağındadır. Bunu ispatlayan kalıntılar ve halk arasında söylenen anonim halk kültürü mevcuttur. Iğdır tarafından da Ağrı dağına çıkışlar olmalıdır. Bu olduğu taktirde Iğdır turizm açısından çok gelişecektir. Nuhun gemisinin Ağrı dağında olduğu inancı yaygındır. Iğdır halk kültüründe bunu görmemiz mümkündür. Yaklaşık 5.000 senelik kadim ve her daim gizemini koruyan hikâyesiyle Büyük Tufan ve Nuh’un Gemisi, insanoğlunun asırlardır merak ve ilgisini çekmekte, bu kutlu hikayenin sırrına ermek için bin yıllardır insanlar o Kurtuluş Gemisi’nin tufandan sonra indiği/oturduğu yerin ve bu mecburi seyahatin izlerini sürmekteler.
Büyük Tufan’ın meydana geldiği yer, Tufan’ın lokal mi küresel mi olduğu, Nuh’un Gemisi’nin seyri ve Tufan dindikten sonra Gemi'nin oturduğu dağ konusunda bilim adamları ve ilgili çevrelerde farklı görüş ve değerlendirmeler olsa da yaygın kanaat, Gemi’nin Ağrı Dağı’na oturduğu yönündedir…Bilim insanları ve araştırmacılar da bu olağanüstü olayın izini sürmeye, bu tarihi gizeme kayıtsız kalmayacaklardı, elbet… Kutlu metinlerde ifadesini bulan, “Ey gök suyunu tut ve ey yer suyunu yut” nidası ile “Geminin Dağ’a oturduğu…”na dair anlatının açık izahı ile Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'na oturduğuna ve 2. Doğuşun buradan başladığına dair başta Kıta Avrupası olmak üzere, Amerika ve Uzak Doğuda yaşayan farklı dinlere mensup insanlar güçlü ve yaygın bir inanç ve merakla Ağrı Dağı’na yönelmekte, bu da bilimsel, kültürel bir merakla beraber Dağı, aynı zamanda açık ara cazip, mitolojik öğelerle özel ve özgün bir tırmanış rotası kılmaktadır…
Ağrı Dağı’na Iğdır’dan çıkarak ilk zirve yapan Seyyah F.Parot der ki, Nuh’un Gemisi iki yüz adım çapında bir alandadır. Tufan’dan kurtulan Peygamber ve ahfadını taşıyan Gemi’yi başına buyur eden Ağrı/Ararat; gizemi, görkemi kadar, Ülkemizin Çatısı” ve Dünyanın en yüksek 2. Zirvesi olarak sarp yamaçları ve her mevsim karlı buzullarıyla azameti görkemiyle, tarihte nice anlatıya, destana konu olmuştur. Mesela Venedikli büyük Kâşif Marco Polo 1272 yılında "Her dağa çıkılabilir ama, Ararat’a kati surette çıkılamaz” demişse de; 1829 yılında Iğdır üzerinden Ağrı’ya tırmanıp zirve yapan ilk insan olarak da tarihe geçen Alman doğa bilimci ve seyyah Friederik Parrot, kendisinden sonra Dağ’a gelecek olanlara ilham veren başarı hikayesini anlattığı “Ararat’a Yolculuk” kitabında, Geminin burada olduğuna dair gözlem ve kanaatlerini yazdıktan sonra, Nuh'un Gemisi'nin muhtemel 200 adım çapında bir alanda olduğundan da söz eder.”dedi.
Iğdır Üniversitesi ev sahipliğinde “Uluslararası Büyük Tufanın Ağrı Dağı ve Iğdır Ovasındaki Arkeolojik-Etnografik İzleri ve Hz. Nuh’un Gemisi’nin Kültürel Miras Kapsamında Araştırılması Konferansı” düzenlendi.
Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü Konferans Salonu’nda yapılan programda ilk olarak Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Maden Tetkik Arama Genel Müdür Yardımcısı Veli Altundağ, Nuh’un Gemisi Uluslararası Bilimsel Araştırma ve Eserleri Koruma Vakfı üyeleri Yuaen Man Fai ve Shu Wah Yuen tarafından açılış konuşmaları yapıldı.
Iğdır Üniversitesi Ağrı Dağı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Hong Kong Gratia Koleji, Gürcistan Teknik Üniversitesi, Nuh'un Gemisi Uluslararası Bilimsel Araştırma ve Eserleri Koruma Vakfı ve Doğubeyazıt İnanç Turizmini Araştırma Geliştirme Derneği iş birliğinde iki gün süren konferans, Türkiye, Gürcistan ve Çin’den yaklaşık 30 bilim insanı tarafından yapılan sunumların ardından son buldu.
Konuşmacılar ,Ağrı Dağının %65’nin Iğdır da olduğu ve Iğdır’dan daha görkemli göründüğünü belirterek ,Ağrı Dağına çıkışların Iğdır tarafından yapılmasın daha uygun olacağını ve turizm açısından Iğdır’ın gelişeceğini söylediler.
Doğubayazıt İnanç Turizmini Araştırma Geliştirme Derneği üyesi Kültür Bakanlığı Müşaviri Asım keser yaptığı konuşmada,” Nuh’un Gemisi Ağrı Dağındadır. Bunu ispatlayan kalıntılar ve halk arasında söylenen anonim halk kültürü mevcuttur. Iğdır tarafından da Ağrı dağına çıkışlar olmalıdır. Bu olduğu taktirde Iğdır turizm açısından çok gelişecektir. Nuhun gemisinin Ağrı dağında olduğu inancı yaygındır. Iğdır halk kültüründe bunu görmemiz mümkündür. Yaklaşık 5.000 senelik kadim ve her daim gizemini koruyan hikâyesiyle Büyük Tufan ve Nuh’un Gemisi, insanoğlunun asırlardır merak ve ilgisini çekmekte, bu kutlu hikayenin sırrına ermek için bin yıllardır insanlar o Kurtuluş Gemisi’nin tufandan sonra indiği/oturduğu yerin ve bu mecburi seyahatin izlerini sürmekteler.
Büyük Tufan’ın meydana geldiği yer, Tufan’ın lokal mi küresel mi olduğu, Nuh’un Gemisi’nin seyri ve Tufan dindikten sonra Gemi'nin oturduğu dağ konusunda bilim adamları ve ilgili çevrelerde farklı görüş ve değerlendirmeler olsa da yaygın kanaat, Gemi’nin Ağrı Dağı’na oturduğu yönündedir…Bilim insanları ve araştırmacılar da bu olağanüstü olayın izini sürmeye, bu tarihi gizeme kayıtsız kalmayacaklardı, elbet… Kutlu metinlerde ifadesini bulan, “Ey gök suyunu tut ve ey yer suyunu yut” nidası ile “Geminin Dağ’a oturduğu…”na dair anlatının açık izahı ile Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'na oturduğuna ve 2. Doğuşun buradan başladığına dair başta Kıta Avrupası olmak üzere, Amerika ve Uzak Doğuda yaşayan farklı dinlere mensup insanlar güçlü ve yaygın bir inanç ve merakla Ağrı Dağı’na yönelmekte, bu da bilimsel, kültürel bir merakla beraber Dağı, aynı zamanda açık ara cazip, mitolojik öğelerle özel ve özgün bir tırmanış rotası kılmaktadır…
Ağrı Dağı’na Iğdır’dan çıkarak ilk zirve yapan Seyyah F.Parot der ki, Nuh’un Gemisi iki yüz adım çapında bir alandadır. Tufan’dan kurtulan Peygamber ve ahfadını taşıyan Gemi’yi başına buyur eden Ağrı/Ararat; gizemi, görkemi kadar, Ülkemizin Çatısı” ve Dünyanın en yüksek 2. Zirvesi olarak sarp yamaçları ve her mevsim karlı buzullarıyla azameti görkemiyle, tarihte nice anlatıya, destana konu olmuştur. Mesela Venedikli büyük Kâşif Marco Polo 1272 yılında "Her dağa çıkılabilir ama, Ararat’a kati surette çıkılamaz” demişse de; 1829 yılında Iğdır üzerinden Ağrı’ya tırmanıp zirve yapan ilk insan olarak da tarihe geçen Alman doğa bilimci ve seyyah Friederik Parrot, kendisinden sonra Dağ’a gelecek olanlara ilham veren başarı hikayesini anlattığı “Ararat’a Yolculuk” kitabında, Geminin burada olduğuna dair gözlem ve kanaatlerini yazdıktan sonra, Nuh'un Gemisi'nin muhtemel 200 adım çapında bir alanda olduğundan da söz eder.”dedi.
YORUMLAR